19 Temmuz 2010 Pazartesi

Imagine Cup 2010 Polonya Dünya Finalleri Ardından

Türkiye şampiyonlarından sayın İbrahim KIVANÇ arkadaşımın yazdığı "Imagine Cup 2010 Polonya Dünya Finalleri Ardından" başlıklı yazıyı sizlerle paylaşıyorum.

Bildiğiniz gibi Imagine Cup Yazılım Kategorisi yarışmasında Türkiye 1.si olarak Polonyadaki Dünya Finallerinde ülkemizi temsil etme hakkı kazanmıştık.


Bu yazıda Imagine Cup 2010 Polonya'daki dünya finallerinde neler yaşadığımızdan bahsedeceğim.


Düşünebiliyor musunuz farklı bir ülke, farklı bir şehir ve ortak paydası yazılım olan dünyanın 4 bir yanından gelmiş Tam 69 farklı ülkeden 400 bilişimci Her ülkenin en parlak gençleri! Rengarenk her kültürden her ırktan insanlar bir arada ve ortak dilleri microsoft teknolojileri.

Buraya gelenlerin amaçları sadece yarışmak değil, kültürlerini, renklerini, dünya görüşlerini, şu dünyada neleri değiştirebileceklerini göstermek. Tanışmak ve kendilerini tanıtmak...


Açıkçası bunu biraz fazla da abartmış olabilirim :) 400 kişinin neredeyse 200üne yakınıyla birebirde tanışma ve muhabbet etme fırsatım da oldu. Çünkü kimse yadırgamıyor amaç bu yeni kişiler tanımak yeni arkadaşlıklar edinmek belki ilerde projeler geliştirmek veya ilerde ülkelerine ziyaretlerle bu dostlukları pekiştirmek.

Sadece yarışmacılar değil, danışmanlar, akademik sorumlular, jüriler herkes çok sıcak ve mükemmel bir ortam. Partilerle ve yemeklerle bu ortam daha da samimileşiyor. Ben o kadar dansetmeyi çok sevmememe rağmen orada içmeden kendini kaybeden yegane insan bendim sanırım :)

Açıkçası 1 haftada toplam 16 saat kadar uyuyabildim. Çünkü gidiş maceramız yüzünden ve tanıştığım dostlarla muhabbet etmek vakit geçirebilmek için uykumdan feragat ettim :) Beni ayakta tutuan XL enerji içeceklerine sonsuz teşekkürler :D


Showcase alanında microsofttan pek çok ünlü simaya proje sunumu yaptım ki bu tecrübeyi hayatım boyunca unutamıyacağım. Normalde isimlerini haberlerden okuyacağım kişiler gözümün içine bakarak projemizi benden dinlediler! gerçekten inanılmaz bir deneyimdi.


Microsoft Yazilim Gelistirme Teknolojileri Departmani Yoneticisi Walid Abu Hadba


John Perera

Sadece proje standımızda değil, genel olarak otelde ve gezilerde de Microsofttaki pek çok üst düzey sorumlularla da tanıştık.


Varşovaya giderken 3 saat öncesinden Atatürk havaalanında pasaporttan geçip de uçağı kaçıran ender insanlardan birisi olduk :) Ben, Yasemin, Danışmanımız Mete Hoca, Mehmet Tunçkanat ve jüriden Kerem Özsu 5imiz kaçırdık ve diğer 3 arkadaşımız Burak, Fatih ve Uğur sağsalim varşovaya gittiler! Neyse 5 kişi olmak da iyi oldu en azından bir arabaya rahat sığabildik seyahat sırasında :D

Tam 3 saat bekleyip yarım saat kala yavaş yavaş hareket ederek yola çıktık. Daha sonra lokum almayı unuttuğumuz aklımıza gelip, lokum ve gazete alacağız diye bir sürü vaktimiz gitti. Gittiğimizde çoktan kapı kapanmış ve uçağı kaçırmışız! Hemen hareket ederek biletimizi iptal ettirmek ve bir sonraki uçuşa yer ayırtmak üzere yola çıktık.


Bir sonraki uçak da tam 30 saat sonra olduğundan eğer o uçakla gidersek ertesi günkü açılışı kaçıracaktık. Biz de hemen avrupada en yakın şehri seçtik ve Berlin'e gitmek üzere 2 saat sonrasına uçağımızı ayarladık fakat check-in yaptırmak için valizlerimiz varşova uçağından elimize ulaşmadı. Daha sonra valizleri berline yönlendireceklerini beklemeden uçağa binebileceğimizi söylediler. Biz de güvenerek gittik. Şans bu ki 30 saniye ile Varşova uçağını kaçırırken Berlin uçağımız tam 1 saat rötar yaptı. Hiç bir zaman aksilik tek başına gelmezmiş; Berline inince valizlerimiz çıkmadı :( tam tabiri ile şu "Herkes valizini tek tek alır, daha sonra birtek siz kalırsınız valiz beklemede ve birden bant durur" ortada valiz falan yok!

Tutanak tutturup gelip gelmeyeceğini öğrendik ve gelmeyeceğini anladığımızda ki daha nerede kaybolduğunu dahi öğrenemediler o gün içerisinde Berlinden araç kiralayıp varşovaya yola çıktık.


Önce frankfurtta mola verdik ve orada festivale katıldık ardından bir yunan lokantasına leziz bir somon balığı yedik. Varşovaya giderken trafikten tıkanan yolda kamyoncularla kalarak, night clupların her 500mde bir olduğunu idrak edip heyecanlanarak 8 saatlik yolcuğun sonunda sabaha doğru Varşovaya ulaştık uykusuz bir şekilde!

Yani Uçakla 2 saat sürecek olan yolculuğumuz tam 20 saat sürdü!

Ertesi gün sunumumuz var ve üzerimizdeki kıyafetler haricinde hiç bir giyecek kıyafetimiz yok! Hemen alışverişe gittik hayatta kalacak kadar kıyafet aldık :)


3 gün sonra valizlerimiz otele geldiğinde lobideki sevincimizi görmeliydiniz, valizlerimize milletin gözü önünde sarıldık :) İnsanoğlunun yüzyıllardır aradığı gerçek mutluluk işte oydu, artık sordukları zaman rahatlıkla mutluluğun resmini çizebilirim :D

Varşovada Palace of Culture ve Opera House'ta proje standımızı açtık, bayrağımız ve tabiki de Türk lokumumuzla.


Proje standımız
Proje standımıza gelen yabancı katılımcılara da projemizi anlatmak ve çözümümüzü onlara tanıtmak gerçekten mükemmeldi ve projeyi gören çoğu kişi finale nasıl kalamadığına gerçekten şaşırdılar.


Bence Tüm Polonya'nın en güzel hatırası Konya'nın güzellikleri temalı konuşmalarımdı :D Tanıştığım kişilere konyanın güzelliklerini anlatarak bir nevi konyanın kültür elçisi görevini üstlendim ve ekibimizdekiler tarafından da geyik konusu oldum "pehh konya güzelmiş!?" şeklinde :) Daha sonraki günlerde projemizi showcase'imizde anlatırken bir yarışmacı geldi ve ingilizce şekilde ona projemizi anlatmaya başladık, daha sonra "Aa Siz Türkiyedensiniz, Türkçe biliyor musunuz?" diye sordu ve olay gelişti :) Eleman İsviçre Doğumlu ve babası aslen Türkiyeliymiş. Daha sonra İstanbula 3-4 defa gittiğini fakat Türkiyenin tartışmasız en güzel yerinin Konya olduğunu söyleyince Yaseminin yüz ifadesini görmeliydiniz :D Hayatımda aldığım en anlamlı mesajdı bu :D :D

Polonya'lı kızlar iyi güzel hoş ama bi yere kadar, orada güzelliğin sonu yok! Hepsi birbirinden güzel + çirkini yok... Bir an için Türkiyenin çoğu illerinin güzel kız kontenjan hakkının Polonyaya kaydırıldığını düşünmedim değil!.. Allah Belanı versin Polonya!

Tabi Allah 2 güzelliği bir arada vermiyor 2. dünya savaşında Almanlardan çok çekmişler ve onbinlerce kişi evlerinden tek tek alınıp öldürülmüş. Çok büyük eziyetler çekmişler savaş zamanında.


Müze gezisi ile Polonya tarihi hakkında bilgi sahibi oldum, müze gezisinden önce de Kültür Günü olmuş ve orada Polonya kültürü hakkında yakından bilgi sahibi olmuştum, şövalye olup, savaştım bile :)


IC'a dönecek olursak Final sunumları mükemmeldi, herkes çok profesyonel hazırlanmış ve hatasız sundular. Sunucular, ambiyans mükemmel ötesiydi!

Hele bi de Windows Phone 7'nin ilk kullanıcılarının IC yarışmacıları olacağı ve ücretsiz tüm dünya finalistlerine verileceği duyurulunca salondaki sevinci görmeliydiniz.


En azından ödüller yabancıya gitmedi, benim polonyada edindiğim en sağlam dostlardan olan Oak ve Tayland ekibi kazandı ve onlar kazandığı için biz de kazanmış olduk :) (You win, we all win!) 2. Sırbıstan, 3. de Yeni Zellanda Ekibi oldu.


Software Dünya 1.si Tayland Ekibi Team Skeek


Tüm Kategori 1.leri

Birinci olarak insanın vizyonunu gerçekten çok farklı boyutlara taşıyor, yeni insanlar yeni teknolojiler tanımak bambaşka bir olay, hem de hepimizin ortak paydası yazılım!

Orada yakalayacağınız bir olay tamamen hayatınızı değiştirebiliyor. Ve şimdiden seneye katılmanın yollarını arıyorum ve sanırım Bu sene Türkiye Karması bir ekiple katıldığım gibi seneye de farklı bir tecrübe olması bakımından Dünya karması bir ekiple katılabilirim, bunun planlarını yapıyoruz şu anda.

Hala öğrenci misin? Hiç durma ve hemen çalışmalara, takım oluşturmaya başla! Çünkü seneye IC Finali New York'ta ve inanılmaz olacak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder