21 Eylül 2012 Cuma

En Hızlı Web Browser


2.000 popüler web sayfası üzerinde yapılan web tarayıcısı testinden bakın kim galip çıktı!
 Önde gelen  web  tarayıcıları arasında hız olarak çok büyük bir fark olup olmadığı tartışılır. Aynı şekilde tarayıcılar, işlev bakımından da son derece zenginler ve aralarında bir seçim yapmak   Web sitelerinin hızını ölçen bir şirket olan Strangeloop'un  testi  Internet Explorer 10, şu an piyasadaki en hızlı  web  tarayıcısı olduğu sonucuna vardı.
 
Strangeloop'un 14 sayfalık raporunda 2.000  web  mağazasında yapılan  testlerin  sonuçları yer alıyor.  Web sitelerini seçerken Alexa.com'daki sıralamaları dikkate alınmış. Her  web sitesi, WebPageTest adındaki bir araç yardımıyla  sınanmış. Geliştiricilerinin başında  Google 'ın bulunduğu WebPageTest,  web  sayfalarının yüklenme süresini gerçek  kullanıcının  gözünden  test  ediyor.  Testlere  katılan tarayıcılar ise  Chrome  20, Firefox 13, IE7, IE8, IE9 ve IE10 olmuş.
 
Sonuçlara göre IE10,  Chrome  20'den yüzde 8 daha hızlı. Ancak 2011 raporuna göre sayfaların yüzde 9 daha yavaş yüklendiği gözleniyor. Bunun nedeni ise sayfaların daha karmaşık ve işlevsel hale gelmesi olarak görülüyor. Firefox 13'den de biraz daha hızlı olan IE10'un ortalama sayfa  yükleme  süresi 6.392 saniye. Firefox'un ortalama sayfa yükleme  süresi 6.395 saniye iken  Chrome  20, sayfaları ortalama 6.906 saniyede yüklüyor.
 
Testin  sonuçlarından oldukça memnun olan Microsoft ise Strangeloop Networks'ün raporundan dolayı sevinç duyduklarını, web tarayıcılarında gerçek hayat performansının çok önemli olduğunu ve IE takımının bu iş üzerinde bir süredir çalıştığını söyledi.
 
Internet Explorer 10 testlere göre sayfaları en hızlı açan tarayıcı olsa da, şu an sadece Windows 8'de kullanılabiliyor ve Windows 7 için henüz yayınlanmamış bulunuyor. Dolayısıyla bugün çok az sayıda kullanıcı IE10'u kullanma şansı buluyor.

Diş dolgusu 6 bin yaşında


Bilim adamları, Cilalı Taş Devri'ne ait bir çene kemiğinde balmumuyla yapılmış diş dolgusuna rastladı.

İtalya'nın Trieste kentinde bulunan Uluslararası Teorik Fizik Merkezi'nden Claudio Tuniz, yeni üretilen X ışını görüntüleme aracını kullanarak yaklaşık 100 yıl önce Slovenya'daki Lonche köyü yakınlarında bulunan fosilleşmiş bir çene kemiğini incelediklerini belirtti. Tuniz, çene kemiğinin incelenmesi sırasında köpekdişlerinden birinde olağandışı bir maddeye rastladıklarını söyledi. 
Dişin yüksek çözünürlüklü ve üç boyutlu görüntüsünü elde ettiklerini ifade eden Tuniz, bir kırık saptadıklarını ve dentin tabakasına ulaşmak için diş minesinde geniş bir kavite açıldığını belirlediklerini ifade etti. Kavite ile kırığın üst kısmının bir maddeyle doldurulduğuna dikkati çeken Tuniz, yapılan incelemelerde dolgu malzemesi olarak balmumunun kullanıldığını ortaya çıkardıklarını belirtti. Tuniz, bal ve propolis içeren balmumunun antibakteriyal ve enfeksiyon giderici özelliklere sahip olduğunu, diş dolgusu olarak kullanılmasının Cilalı Taş Devri insanları arasında ileri tıp bilgisine işaret ettiğini söyledi.
http://www.teknoinek.com/haber/bilim/dis-dolgusu-6-bin-yasinda/519.html

15 Eylül 2012 Cumartesi

Şüphelinin Yüzü DNA’dan Belirlenecek


İnsan yüzünü belirleyen genlerin keşfiyle, gelecekte şüphelilerin profilinin DNA örneklerinden tespit edilmesinin yolu açıldı.
Hollanda’nın Rotterdam kentindeki Erasmus Üniversitesi Tıp Merkezi’nde yapılan araştırmaya 10 binden fazla denek katıldı.
Prof. Kayser ve ekibi, manyetik rezonans görüntüleme yöntemiyle deneklerin kafa ve yüz özelliklerini inceledi ve bunları portre fotoğraflarıyla karşılaştırdı.
Daha sonra belirli yüz tiplerine sahip kişilerde ortak olan genetik varyasyonlar belirlendi.
“Plos One” dergisinde yayımlanan araştırma, insanın yüz morfolojisinin anlaşılması açısından büyük bir gelişme olarak nitelendi.
Yüzün şeklini belirleyen genlerin keşfi ile saç ve göz rengini tahmin eden test, adli tıp açısından da büyük önem taşıyor.
Bilim adamları, gelecekte sadece DNA örnekleri kullanarak şüphelilerin profillerinin belirlenebileceği ileri sürüyor.

İşte ilk yerli füzemiz


TÜBİTAK'ın geliştirdiği yerli füze SOM, seri üretime hazır..

 Zaman'dan Ercan Baysal'ın haberine göre Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 200 kilometre menzili olan füzenin seri üretim safhasına gelindiğini bildirdi. SOM; uçaktan, karadan ve denizden atılabiliyor. Bakan Ergün, "Hedefi GPS, uydu ve yer haritası ile buluyor. Testleri yapıldı. A'dan Z'ye TÜBİTAK'ın geliştirdiği bir proje." dedi. Savunma sanayiinde ihtiyaçların yerli üretimle karşılanma oranının yüzde 25'ten yüzde 52'ye kadar çıktığını belirten Ergün, bu alanda önemli başarılar elde edildiğini söyledi.
TÜBİTAK'ta 2 bin 500 mühendisin savunma sanayii ile ilgili araştırma konularında çalıştığını belirten Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) envanterine giriyor. Bunun şimdi 500 kilometre menzillisini yapma kabiliyetine sahibiz. Ekiplerden bir kısmı havadan bir başka araca atılmasını sağlayacak şekilde çalışıyor. SOM, seri üretim safhasına geldi. Türkiye'nin bu tür alanlarda Ar-Ge ve üretim potansiyeli var." dedi. Bakan Ergün, savunma sanayiinde ihtiyaçların yerli üretimle karşılanma oranının yüzde 25'ten yüzde 52'ye kadar çıktığını belirterek, bu alanda önemli başarılar elde edildiğini söyledi. Kamu ihaleleri konusunda bilgilendirmede bulunan Bakan Ergün, adrese teslim bazı ihalelerin genelge ile düzeltildiğine dikkat çekti. Yeni bir düzenleme getirdiklerini aktaran Ergün, "Adı Ali ve Ayşe olduğu için avantaj alıyordu ancak bizim ihtiyacımızı ithal ürünlerle karşılayabiliyordu. Adamın adı Hans olsun istersen. Ben sizin ihtiyacınızı Türkiye'de üretilen ürünlerle karşılayacağım demeli. Bunun düzenlemesi yapıldı." tespitini yaptı. Ergün, bir grup ekonomi muhabirine kamu ihaleleri ve TÜBİTAK'ın çalışmalarının yanı sıra yatırımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhuriyet tarihinin en büyük teşvik paketi ile yatırımlara hız verildiğini aktaran Ergün, özellikle beş ve altıncı bölgelerde teşviklerin etkili olduğunu kaydetti. Ergün, Van, Batman, Diyarbakır ve Şanlıurfa organize sanayi bölgelerinde teşvikler açıklandıktan sonra parsel tahsisleri olduğunu belirterek Diyarbakır ve Batman OSB'nin dolduğunu, genişletme çalışmalarına ise başlanıldığını bildirdi. OSB'lerde yatırım yapanların teröre ilişkin endişeleri olmadığını ifade eden Bakan Ergün, buraların şehrin yakınında daha güvenli noktalar olduğunu kaydetti. Bölgeye büyük çaplı yatırımların geldiğini belirten Ergün, "Kilis'e 6 milyar dolarlık güneş enerjisi yatırımı kararı alındı. Pınar'ın Şanlıurfa'da yatırımı olacak." dedi. Bakan Ergün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TÜBİTAK'ın enerji enstitüsü çalışması yürüttüğünü bildirdi. Enerji Bakanlığı ile protokolün yapıldığını belirten Ergün, Konya Karapınarda enerji endüstri merkezi kurulacağını belirtti.

Jüpiter’de Büyük Okyanus büyüklüğünde patlama

Güneş sisteminin en büyük ve en ağır gezegeni Jüpiter’de meydana gelen bir patlama amatör gökbilimciler tarafından kaydedildi.


Güneş sisteminin en büyük gezegeni Jüpiter’de Büyük Okyanus büyüklüğünde patlama gözlemlendi. Çoğunluğu helyum ve hidrojen gazından oluşan ve ‘Gaz Devi’ olarak adlandırılan Jüpiter’i gözlemleyen amatör gökbilimci George Hall, dört gün önce kaydettiği patlamayı internette paylaştı. İki saniye boyunca gözlemlenebilen patlamanın büyüklüğü ise inanılmaz bir boyutta. Neredeyse Büyük Okyanus kadar. Milyonlarca kilometre uzaktan, amatör teleskoplarla dahi görülebilen patlama 2009 yılından bu yana kaydedilen en büyük patlama olarak da resmi kayıtlara geçti. Patlamanın sebebi ise gökbilimciler arasında tartışma konusu haline geldi. Bazı uzmanlar patlamanın bir meteor çarpmasından kaynaklandığını savunurken, başka araştırmacılar bir gaz patlaması üzerinde duruyor. Çoğunluğu helyum ve hidrojen gazından oluşan ve ‘Gaz Devi’ olarak adlandırılan Jüpiter’i gözlemleyen amatör gökbilimci George Hall, dört gün önce kaydettiği patlamayı internette paylaştı.
Milyonlarca kilometre uzaktan, amatör teleskoplarla dahi görülebilen patlama 2009 yılından bu yana kaydedilen en büyük patlama olarak da resmi kayıtlara geçti. Patlamanın sebebi ise gökbilimciler arasında tartışma konusu haline geldi. Bazı uzmanlar patlamanın bir meteor çarpmasından kaynaklandığını savunurken, başka araştırmacılar bir gaz patlaması üzerinde duruyor.